27 Kasım 2014 Perşembe

BOZCAADA KALESİ

Feribotla adaya yaklaşırken ilk dikkatinizi çekecek adanın heybetli kalesi olacak. Küçük bir kasaba havasındaki merkezin bu kadar büyük bir kalesinin olması sizi şaşırtmasın. Bozcaada Kalesi’nin ihtişamı adanın zengin geçmişini yansıtıyor aslında. 

Boğazın hemen çıkışında olması ve anakaraya yakınlığı sebebiyle yüzyıllar boyunca istilaya açık bir yer olmuş ada. Üzerinde yaşayan medeniyetler ancak bu denli büyük bir kaleyle güvende hissetmişler kendilerini. Şimdi var olma amacını kendi bile unutmuş, meraklı ziyaretçilerini bekliyor kale. Surlarında korsan gemilerini gözetleyen nöbetçilerden beri çok şey değişmiş. Ama yüzyıllardır başında esen poyrazı, tepesinde dolaşan kargaları, dimdik gururlu duruşu değişmemiş...

Türkiye’nin en iyi korunmuş kalelerinden biri olan Bozcaada Kalesi’nin ilk olarak ne zaman ve kimler tarafından yapıldığı bilinmiyor. Fenikeliler, Cenevizler ve  Venedikliler tarafından kullanılan kale, bugünkü görünümünü Fatih Sultan Mehmet döneminde var olan kalıntılar üzerine tekrar inşa edilmesiyle almış(1455).
Venedik- Osmanlı arasında süren mücadeleler sırasında uğradığı tahribatlar sonrası, Köprülü Mehmed Paşa döneminde büyük bir onarımdan geçmiş (1657). 2. Mahmut zamanında ise neredeyse yeniden inşa edilerek bugüne kadar bu görünümü korunmuş(1815).

Adanın kuzeydoğu ucuna, kayalıklar üzerine inşa edilmiş kalenin etrafı zamanında suyla dolu olan bir hendekle çevrili. Bir zamanlar asmalı bir kapıyla girilirken şimdi sabit bir köprü üzerinden giriliyor kaleye. Yine bir zamanlar içerisinde Türk ahalinin yaşadığı iki caminin olduğu kale içi, şimdi neredeyse bomboş. Sadece festival zamanlarında verilen konserlerle hareketleniyor.
İç kale bölümünde ada etrafından çıkarılan amforaların sergilendiği bir oda bulunuyor. Ayrıca kalenin bahçesinde adadan çıkarılan çok sayıda eski mezar taşı ve tarihi eser sergileniyor.
Kale 10.00 - 20.00 saatleri arasında ziyarete açıktır.

 




Yazı : http://www.bozcaadarehberi.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder